İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, 7-11 Eylül 2015 tarihleri arasında “İnsan Hakları Hukuku Yaz Okulu” düzenlendi. Bu ilk Yaz Okulu Prof. Bülent Tanör anısına düzenlendi.
Yaz Okuluna İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin yanı sıra Ankara, Atatürk, Dicle, Gediz, İstanbul Şehir, İzmir, İzmir Ekonomi, Koç, Marmara, Orta Doğu Teknik ve Siirt üniversitelerinin lisans bölümlerinde okuyan öğrenciler katıldı. 25 katılımcıdan 11’i hukuk, 10’u diğer bölümlerde okuyan, 4’ü ise hukuk ile çift anadal yapan öğrencilerden oluştu.
Yaz Okulunda insan hakları hukukunun temel çerçevesi ve gelişimi; insan haklarına ilişkin anayasal çerçeve; uluslararası ve ulusal koruma usulleri; ifade özgürlüğü ve internet; toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü; ayrımcılık yasağı ve eşitlik; farklı temellerde ayrımcılık; mülteci hukuku; ve kadın hakları konuları ele alındı. Yaz Okulu boyunca öğretim görevlileri tarafından yapılan aktarımlar dışında katılımcıların uygulamaya yönelik beceri ve bilgilerinin artırılmasını hedefleyen grup çalışmaları ve tartışma oturumları da düzenledi ve katılımcıların sivil toplum örgütü temsilcilerinin deneyimlerini dinleme fırsatı bulduğu oturumlara yer verildi. Yaz Okulu programı için tıklayınız.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin santralistanbul Kampüsünde düzenlenen Yaz Okulunun birinci gününde tanışmanın ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ve İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Turgut Tarhanlı Yaz Okulunun anısına düzenlendiği Prof. Bülent Tanör hakkında bir sunuş yaptı. Tanör’ün 1991 yılında yayınlanan “Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu” kitabına değinen Tarhanlı, bu ve diğer çalışmaları bağlamında Tanör’ün bakış açısının öncü nitelikte olduğundan bahsetti. Tarhanlı bu bölümün ardından “İnsan Hakları Hukukuna Giriş” oturumu kapsamında insan hakları hukuku ile ilgili olarak tanımlara, devletlerin yükümlülüklerine, insan hakları hukukunun işlevine, insan hakları ihlallerinin tipolojisine ve insan haklarını güvence altına alan uluslararası koruma mekanizmalarına değindi. Bir sonraki oturumda, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bertan Tokuzlu “İnsan Haklarına İlişkin Anayasal Çerçeve” başlıklı bir sunum yaptı. Tokuzlu, Anayasa’nın sahip olduğu temel nitelikleri, Anayasa’da yer alan temel hak ve hürriyetleri, devletin yükümlülüklerini, kişi hak ve sorumluluklarına dair düzenlemeleri aktardı. Ayrıca insan hakları ihlalleri bağlamında Anayasa Mahkemesi’nin etkisine değindi. Bu oturumun ardından yapılan grup çalışmasında, Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı incelendi. Anayasa’nın eşitlik ve hukuk devleti ilkeleri dikkate alınarak yapılan bu çalışma ile işkence suçunun özelliği, işkence yasağının mutlak karakteri, özgürlük-güvenlik dengesi ve toplumsal meşru müdafaa savı üzerinden bir tartışma yürütülmesi sağlandı. Grupların sunumları ve soru-cevap bölümünün ardından, Turgut Tarhanlı ve Bertan Tokuzlu grup çalışmalarında ortaya çıkan bulguları değerlendirdi.
Yaz Okulunun ikinci günü, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin uluslararası ve ulusal koruma usulleri ele alındı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İdil Işıl Gül “Uluslararası Koruma Usullerine Giriş” başlıklı sunumunda uluslararası hukuka ve uluslararası koruma usullerine dair temel konulara ve Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi’nin koruma usullerine değindi. Takip eden oturumda İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Uzman Araştırmacı Gökçeçicek Ayata “Ulusal Koruma Usullerine Giriş” oturumunda dilekçe hakkı, TBMM Dilekçe Komisyonu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu, İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu ve yargısal koruma konularına değindi. Bu sunumların ardından, ulusal ve uluslararası koruma usullerinin ayrı ayrı değerlendirildiği vaka çalışmaları yapıldı. Gün, İdil Işıl Gül ve Gökçeçiçek Ayata’nın vaka çalışmalarına ilişkin geribildirimleriyle tamamlandı.
Yaz Okulunun ikinci gününün sonunda yönetmenliğini Can Candan’ın yaptığı, çocukları LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel ve trans) olan anne babaların hikayelerini seyirciye taşıyan “Benim Çocuğum” belgeselinin gösterimi yapıldı. Film gösteriminin ardından Can Candan ve Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nden (SPoD) Av. Türker Vatansever, Av. Rozerin Seda Kip ve Av. Ezgi Şeref’in katıldığı bir panel gerçekleşti. Yaz Okulu katılımcıları, panelistlere, hem belgesel film hem de genel olarak Türkiye’de LGBT’lerin yaşamakta olduğu sorunlar ve ilgili yasal süreçler hakkında soru sorma fırsatı buldular.
Yaz Okulunun üçüncü günü insan hakları savunuculuğu yapan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına yer verildi. Bunlardan ilki Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) temsilcisi Emma Sinclair-Webb örgütün kuruluş sürecinden, çalışma yöntemlerinden, örgütün yıllık olarak hazırladığı raporlardan ve belirli konularla ilgili hazırlanan görüş metinlerinden ve son olarak 2015 Dünya Raporunun Türkiye bölümünde ele alınan meselelerden bahsetti. Sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına ayrılan ikinci oturumda Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CISST) Zafer Kıraç Türkiye’de hapishanelerin durumuyla ilgili bir sunum yaptı. Kıraç sunumunda hapishanelerde insanca yaşamı sağlamak için getirilmiş asgari standartlar, Türkiye’de hapishanelerde yaşanan sorunlar, hapishaneler alanında sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği, özel ihtiyaçları olan mahpuslar (kadın, çocuk, engelli, yabancı, LGBT) için yaptıkları çalışmalar, hapishanede yaşlıların durumu ve son olarak hapishanelerde sağlık ve öğrenim hakkı konularına değindi. Bu bölümün ardından Yaz Okulu katılımcıları tarafından Hrant Dink Vakfı’na ziyaret düzenlendi. İlk olarak Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan Agos’un kuruluş sürecinden, gazetenin topluma seslenecek bir medya organı olarak kurulması düşünüldüğünden ve gazetenin hikayesiyle insan hakları savunuculuğunun birlikte gittiğinden bahsetti. Danzikyan, insan hakları savunuculuğunda bakılması gereken yerin mağdurun sesi olması gerektiğini ve Hrant Dink’in Agos aracılığıyla konuşmayanların konuşur hale gelmesini sağladığını dile getirdi. Danzikyan daha sonra öğrencilerin ifade özgürlüğü, geçmişle yüzleşme ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerine dair sorularını yanıtladı. Son olarak Hrant Dink Vakfı’ndan Zeynep Arslan Vakfın yürüttüğü faaliyetlerden, özel olarak da 2009’dan bu yana yürütülen “Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi” projesinden bahsetti.
Yaz Okulunun dördüncü günü ifade özgürlüğü, internet erişim yasakları, toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü temalarına ayrıldı. Günün ilk oturumunda İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz “İfade Özgürlüğü ve İnternet” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Akdeniz sunumunda ulusal mevzuat kapsamında alınan internet sitelerine ve sosyal medya hesaplarına yönelik erişimi engelleme ve sınırlama kararlarından, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve ilgili diğer ulusal mevzuattan, bu kapsamda açılan örnek davalar ve kullanılan hak arama yöntemlerinden ve bilgiye erişim özgürlüğünden bahsetti. Bu bölümün ardından grup çalışmasında katılımcılar tarafından örnek mahkeme kararları incelendi. Bu oturumun ardından Gökçeçiçek Ayata’nın “Toplanma, Gösteri ve Örgütlenme Özgürlüğü” oturumuna geçildi. Bu bölümde Ayata konuyla ilgili yürürlükte olan ulusal ve uluslararası mevzuatı değerlendirdi. Bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Anayasa, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve ilgili diğer düzenlemelerden ve son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin toplanma ve dernek kurma özgürlüğünün ihlaline ilişkin Türkiye aleyhine verdiği kararlardan bahsetti. Sonraki oturumda, Gökçeçiçek Ayata “Kadın Hakları: Kadına Karşı Şiddet” konusunu ele aldı. Bu kapsamda kadın hakları, toplumsal cinsiyet, kadın erkek eşitliği, maddi-şekli eşitlik, kadına yönelik şiddet konularına değinildi. Kadına yönelik şiddetle ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat, özellikle Ceza Kanunu, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve İstanbul Sözleşmesi üzerinde duruldu. Bu oturumun ardından Ayata tarafından günün değerlendirmesi yapıldı.
Yaz Okulunun beşinci ve son günü ayrımcılık yasağı ve mülteci hukuku temalarına ayrıldı. Günün ilk oturumunda Yrd. Doç. Dr. İdil Işıl Gül “Eşitlik ve Ayrımcılık Yasağına İlişkin Temel Kavram ve Yaklaşımlar” başlıklı sunumunu yaptı. Bu bölümde ayrımcılığa dair meseleler ve çeşitli kavramlar tartışıldı ve ayrımcılığı yasaklayan ulusal ve uluslararası mevzuat ele alındı. BM Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi, BM Engelli Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirildi. Bu bölümde ayrıca şekli ve maddi eşitlik, pozitif eylem ve ayrımcılık türleri üzerine konuşuldu. Oturumun son bölümünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuya ilişkin emsal kararları incelendi. Bir sonraki oturumda İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi Burcu Yeşiladalı tarafından “Farklı Temellerde ve Farklı Alanlarda Ayrımcılık” başlıklı sunum yapıldı. Yeşiladalı bu bölümde, ayrımcılığın özellikle Türkiye’de hangi alanlarda, hangi temellerde, hangi gruplara yönelik olarak gerçekleştiğini tartıştı. Türkiye’de farklı grupların istihdam, sağlık, barınma, eğitim, mal ve hizmetlere erişim alanlarında uğradığı ayrımcı muameleler, sosyal dışlanma ve şiddet/fiziksel saldırı incelendi, ayrıca örnek hak arama yolları üzerinde duruldu. Bu bölümde son olarak Türkiye’deki farklı grupların uğradığı ayrımcılık, ötekileştirme ve sosyal dışlanmayı mercek altına almış olan çeşitli araştırmaların bulguları paylaşıldı. Bu bölümün ardından Yard. Doç. Dr. Bertan Tokuzlu tarafından “Mülteci Hukuku” başlıklı sunum yapıldı. Bu bölümde göç ve iltica alanıyla ilgili temel ulusal ve uluslararası mevzuat, bu kapsamda 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi, Türkiye’deki Suriyeli mültecileri durumu, mültecilerin Türkiye’deki statüleri ve örnek kararlar incelendi.
Yaz Okulunun kapanış oturumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Eski Yargıcı ve Emekli Büyükelçi Dr. Rıza Türmen “Türkiye’de İnsan Hakları ve Demokrasi” başlıklı bir kapanış konuşması yaptı. Türmen konuşmasında demokratik toplum, devletlerin egemenliği karşısında küresel egemenlik, temsili demokrasi ve kurumları, Türkiye’de demokrasinin durumu, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri özgürlüğü, iktidarın hukukla sınırlandırılması, kimliklerin tanınması, anayasal vatandaşlık, yeni vatandaşlık kavramları, Lijphart’ın ortaklıkçı demokrasi kavramı gibi konuları tartıştı. Moderatörlüğünü Prof. Tarhanlı’nın yaptığı kapanış oturumunda, Türmen Yaz Okulu öğrencilerinin kendisine yönelttiği Türkiyelilik kavramı, seçim barajı, yeni anayasa yapım süreci, 1982 Anayasası, adalet-istikrar ikilemi, çocuk savaşçılar, sokağa çıkma yasakları gibi konular hakkındaki soruları yanıtladı.
Kapanış oturumu Prof. Dr. Öget Öktem Tanör’ün, eşi Prof. Bülent Tanör’ün anısına yaptığı konuşma ile sona erdi. Öktem Tanör, Tarhanlı ve Türmen tarafından Yaz Okulu katılımcılarına sertifikaları sunuldu.
25 kişilik kontenjan ile sınırlandırılan ve bu sene ilki düzenlenen BİLGİ’de İnsan Hakları Hukuku Yaz Okuluna 400’ün üzerinde başvuru alındı. Bu durum lisans düzeyindeki üniversite öğrencilerinin insan hakları hukuku alanında bilgi ve beceri düzeylerini artırmaya yönelik ihtiyacını ortaya çıkarıyor. İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, insan hakları hukuku alanında kendisini geliştirmeye istekli üniversite öğrencilerini hedef alan Yaz Okulunu her sene düzenli olarak gerçekleştirmeyi planlanıyor.