Türkiye, güçlü bir kadın hareketinin ülke gündemine taşıdığı kadın cinayetleri, cinsel ve diğer şiddet ve taciz vakaları ile her gün yüzleşirken, yargının kadınları korumadaki pasif tutumu eleştiri ve uluslararası arenada ihlal konusu olmaya devam ediyor. Kadınların çalışma hayatına katılımlarının düşüklüğü, çalışma hayatındaki eşitsizlik, ayrımcılık ve mobbing de gündemde giderek daha fazla yer buluyor. Diğer yandan, hukuk fakültelerinde ve mesleğinde kadınların sayısı giderek artıyor. Ancak kadın mahkeme başkanı, savcı, yüksek yargı üyesi, baro başkanı hala nadiren görülüyor. Yargı yönetiminin bunu teşvik etmeye yönelik veya kadın erkek sayısını eşitlemeye yönelik politikalarının olmadığı da görülüyor.
13 Mayıs 2016 tarihinde 15.00-18.00 arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsünde düzenlenen “Hukuk mesleğinde kadın: Kadın hukukçuların sayısının artışı mesleğe nasıl yansıyor?” panelinde, Türkiye’de ilk defa yapılan kadın hâkimler araştırmasının verileri ışığında konu hem yargı hem de diğer mesleki kurumlarda toplumsal cinsiyet bağlamında ele alındı. Panelde yer alan konuşmacılar ve ele aldıkları konular şu şekildeydi:
Yapılan tartışmalar ve konuşmalar sonucunda, yargının eril olduğu; kadın hakimlerin eşitliği bir talep haline getirmedikleri; erkeklerin birbirleriyle sosyalleşme yöntemleriyle kariyerlerine yön verebilirken kadınların dışlandığı; anneliğin beraberinde getirdiği bakımla ilgili sorunların ortaklığı dile geldi. Kadınların yargısal rollerine toplumdan gelen tepkiler paylaşıldı ancak cübbeyi giyince mesleğin cinsiyeti olup olmadığı biraz daha tartışmalı oldu. Toplantının ileride bu başlıkların her birinin ayrı ayrı tartışılacağı bir günlük bir konferansın başlangıcı olması umulmaktadır.